16 Kasım 2010 Salı

EDMOND DANTES

Öfke...

Olaylar silsilesi kafamda çözüldüğünden beri öfkeliyim. Dişlerim yuvalarından çıkıp ısıracak sadakati, midem asit yağmurları akıtacak resmine... Biliyorsun yalan söylediğini, söylemek istediğini...

Ölü numarası yapıp kaçtığımdan beri sanal katranından öfke kemiriyor içimi.

Adımı değiştirdiğim için kim hilebaz diyebilir bana? Kim onurumu sattığımı iddaa edebilir?

Öfkem köprülerle sana bağlandı. Gerçek olan ne varsa orada bulacaksın...

- "Kimsin sen?"

- "Monte Kristo Kontu, dostlarım bana Edmond Dantes der."

EDMOND DANTES

Aldatmak...

Ağzı bozuk sohbetlerin içinde şakadan yuvarlanan bilye... Geçmişin karanlık dehlizlerine göz atmak bile aldatmaya girer. Kime göre mi karanlık? Bana göre... Sesini yükseltenin haklı olmadığını haykırır susuşum ve nefretim doğar zincirlenmiş dudaklarımın zindanında...

İsyan etmenin faydası yok. Oyun bozuldu. Yalan olmayan yalanlar sardı etrafı. İz sürüyormuşum köpek gibi, sürüngenler gibi sinsiymişim ve takip ediyormuşum geçmişi... İsyan etmenin faydası yok. Söylediğin her şey nefretime biley taşı... Tutkulu bir hasta olduğumu söyleyenler çıkacaktır. Güvenlik açığı veren cümleleri kesip biçmem bundadır. Her ne kadar acı içinde öldüreceğini bilsem de bu hastalığın beni... Salt erdemlerim ortada parlayacaktır.

Şimdi isyan etmenin faydası yok... Kontrol edemediğin gerçek dışı olaylar yalan damgası yedi kelimelerimden.

Çorak topraklardaki bataklığa seninle gelemem...

- "Kimsin sen?"

- "Monte Kristo Kontu, dostlarım bana Edmond Dantes der."

31 Ekim 2010 Pazar

EDMOND DANTES




İntikam için değil... Erdem, adalet ve onur için buradayım...

Cümlelerin acımayla bittiği, paranın hüküm sürdüğü ve aşkın cadı kazanında kaynatıldığı toprakları sorgulamak için...

Kılıcım kelimelerimdir. Hazinem kitaplarım.

- "Kimsin sen?"

- "Monte Kristo Kontu, dostlarım bana Edmond Dantes der."